bilim teknik
  gelecek
 

Mars’ta yaşamın izlerini gösteren çok önemli bulgulara ulaşıldı. NASA’ya geçilen fotoğraflar o izi gösteriyor.

Mars’ta geçmişin ve şimdiki yaşamın izlerini aramayı uzun zamandır sürdüren bilim adamları, Kızıl Gezegen’in yörüngesinde iki yıldır dolaşan uzay aracı Mars Yörünge Fatihi’nin (Mars Reconnaissance Orbiter-MRO) gönderdiği son fotoğraflarda tespit ettiklerine inandıkları iki kurumuş sıcak su kaynağıyla umutlandılar.

Washington Post gazetesinin haberine göre, ilkel yaşamın ortaya çıkmasını sağlayabilecek koşullara sahip bu iki sıcak su kaynağından şu anda su akmıyor, ancak milyarlarca yıl önce değil, “gezegen terimlerine” göre, göreceli olarak kısa zaman önce, yani 10 milyonlarca yıl önce buralarda, sıcak su baloncukları fokurduyordu.

Mars’a yapılacak uçuşlar için uygun iniş yerlerini inceleyen NASA’nın Johnson Uzay Merkezi’nden Carlton Allen, Kızıl Gezegen’de ilk kez Dünya’daki su kaynaklarına şekilleri ve ayrıntılarıyla benzer oluşumlar tespit ettiklerini belirterek, bu bulguların Mars yüzeyindeki su hikayesini tamamen farklı bağlama yerleştirdiğini kaydetti.










Bilimsel Bahisler
2020'ye kadar "Her Şeyin Kuramı"nın Nobel Ödülü kazanacağına dair, 2000 dolarına bahse var mısınız? 1600'de Kepler'in, Mars'ın yörünge formülünü sekiz gün içinde tamamlayabileceği üzerine iddiaya girip kaybettiğini biliyor muydunuz? Ancak bilimsel bahisler bunlarla bitmiyor... 





2070 yılında yazılmış bir mektup




YIL 2070

50 yaşına henüz bastım ama görüntüm 85 yaşındaki bir insanın ki gibi


Yeterince su içemediğim için böbrek sorunları yaşıyorum


Korkarım ki yaşamak için çok vaktim yok

5 yaşında bir çocuk olduğum günleri hatırlıyorum



Parklarda pek çok ağaçlar evlerde güzel bahçeler vardı.

Ve ben yarım saat boyunca büyük bir zevkle duş alırdım


O zamanlar herşey çok farklıydı


Bugünlerde ise cildimizi temizlemek için mineral yağlı havluları kullanıyoruz.




Eskiden kadınların güzel saçları vardı


Eskiden benim babam arabasını hortumdan akan su ile yıkardı


Şimdi ise

Benim oğlum suyun bu şekilde ziyan edilebileceğine bir türlü inanamıyor...


.


Şimdi ise başımızı su kullanmadan temiz tutmamız gerektiği için traş etmek zorundayız....



Sokaklarda posterlerde radyoda ve televizyonda SUYU DUYARLI KULLAN uyarıları olduğunu hatırlıyorum


Ama hiçkimse bu uyarıları önemsemedi

Suyun sonsuza dek var olacağını sandık...


Şimdi ise

Tüm nehirler,göller,barajlar ve yeraltındaki su yatakları ya kurudu yada kirlendi...





Sanayi hemen hemen durma noktasına geldi ve işsizlik büyük oranlara ulaştı

Yegane iş alanı deniz suyunun tuzunu çıkarıp kullanabilinir hale getiren fabrikalar.

Ve işçiler maaşlarının bir bölümünü içme suyu olarak alıyorlar.





Sokaklarda eli silahlı haydutların bir bidon su için insanlara saldırmaları çok yaygınlaştı...


Yiyeceklerin 80% i sentetik





Eskiden yetişkin bir insanın günde 8 bardak su içmesi tavsiye edilirdi

Şimdi ise

Benim sadece yarım bardak su içmeme müsaade ediliyor.


Biz şimdi bir kere giyilip atılan giysileri giymek zorundayız ve bu da çöp miktarını arttırıyor....



Biz şimdi kanalizasyon sistemi susuzluktan çalışmadığı için fosseptik kullanıyoruz...





Nüfüsün dış görünümü korkunç:Susuzluk nedeniyle kırışık sıska

ultraviyole ışınları nedeniyle yaralarla dolu vücutlar...

Şimdi ozon tabakası kalmadığı için ışınlar çok daha kuvvetli...


Cilt kanseri mide bağırsak enfeksiyonları ve idrar sistemi sorunları ölümlerin ana sebepleri...





Cildin aşırı kuruması nedeniyle 20 yaşındaki bir genç 40 yaşında gibi görünüyor.


Su üretilemiyor ağaç ve sebze olmadğı için oksijen de azaldı ve bu yüzden yeni neslin zeka kapasitesi ciddi bir şekilde zarar görüyor...


Bilim adamları araştırdılar

Ancak bu soruna bir çare bulamadılar





Pek çok erkekte sperm oluşum morfolojisi değişti


Bunun sonucunda da bebekler kusurlu ,mutasyonla ve fiziksel sakatlıklarla doğuyorlar





Devlet soluduğumuz hava için bize para ödetiyor

Erişkin başına günde 137m küp soluyoruz...


Bu parayı ödeyemiyen insanlar güneş enerjisiyle çalışan büyük mekanik akciğerlerle havalandırılan bölgelerden kovuluyorlar.

Soluduğumuz hava kaliteli değil ama en azından nefes alabiliyoruz...


Ortalama insan ömrü 35 yıl...





Hala biraz yeşil alanı olan ,nehirleri akan, bölgeler silahlı askerler tarafından korunuyor...


Su

altın ve elmastan çok daha değerli bir hazine haline geldi...






Yaşadığım yere nadiren yağmur yağdığı için hiç ağaç yok.


Bazen yağış beklerken asit yağmurları yağıyor.


Mevsimler ciddi bir şekilde 20.yüzyılın çevreye zarar veren sanayisi ,atomik deneyler ve çevreye yaydıkları kirlerden etkilendiler


O zamanlar çevreyle ilgilenmemiz konusunda uyarıldık ama hiçkimse dikkate almadı





Oğlum benden gençliğimden söz etmemi istediği zaman ona yeşil tarlaların ,çiçeklerin güzelliğini, yağmuru ,nehirlerde yüzmenin ,balık avlamanın , içebildiğimiz kadar su içebilmenin ne büyük bir zevk olduğunu ve insanların ne kadar sağlıklı olduklarını anlatıyorum...





İşte o zaman boğazım düğümleniyor....


O bana babacığım şimdi neden su yok? diye soruyor...





Kendimi suçlu hissetmekten bir türlü kurtaramıyorum çünkü ben de o yaşadığı çevreyi kirleterek tahrip olmasına sebep olan ,tüm uyarılara kulağını tıkayan nesle aitim...





Şimdi ise

Bizim çocuklarımız bunun bedelini ödüyorlar!...





Yeryüzünde, şimdi doğanın tahribatının dönüşüolmayan bir seviyeye ulaşmasından dolayı kısa süre içinde yaşamın mümkün olmayacağına kesinlikle inanıyorum...




Ne kadar çok isterdim geriye dönüp insanoğluna bunları anlatmayı...


... Henüz daha Dünya gezegenimizi kurtarmaya zamanımız varken

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol